Aydınoğlu Mehmet Bey Camii Mimberi. Tutkal ve çivi kullanılmamış Kündekari tekniği ile yapılmış olağanüstü görünüyordu.(İzmir-Ödemiş-Birgi)
Birgi
(Aslında evlere hiçbir şey yapmamaları gerekiyor Sit alanı ama klima siti bozmaz demiş olmalılar)
Ödemiş'e 9 kilometre uzaklıktaki Birgi zamana direnen tarihi kasabalardan biri. Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri yaz aylarında ücretsiz olarak restorasyon projeleri hazırlıyorlar. Birgi gittikçe eski harabe görünümünden uzaklaşıyor.
Kasaba, Turizm Bakanlığı tarafından dini turizm merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. Tarihi boyunca hep mistik bir yönü olmuş. Önce Zeus'un sonra Hz. İsa'nın şehri olarak anılmış, bir Müslüman şehri olarak da dini önemini korumuş. Birgi'de tarihi eserleri gezip, Çınaraltı kahvehanelerinde lezzetli adaçayını yudumlayabilirsiniz. Üstelik kasaba, güzel Gölcük yaylasına çok yakın. Buraya giderken Gölcük'te piknik yapmak da mümkün.
Ege Bölgesi'ne özgü mimari üslubu, restore edileren tarihi binaları, kutsal kabul edilen topraklarıyla Ödemiş'in Birgi Beldesi, tarih ve doğayı sevenlerin önemli duraklarından biri.
Ödemiş'e 9 kilometre uzaklıkta, Sarıyar Deresi'nin iki yamacına kurulu Birgi, koruma altına alınan kentsel sit alanlarından biri. Eski konakları, medreseleri, türbeleri, camileri zamana direniyor. Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerinin yaz aylarında çalışma yaptığı, restorasyon projeleri ve rölövelerini ücretsiz hazırladığı Birgi, gittikçe eski terk edilmiş görünümünden uzaklaşıyor.
Birgi'nin kimler tarafından, ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmiyor. M.Ö. 2. binde Lidyalıların yerleştiği Birgi, M.Ö. 546'da Pers, 334'te Helen ve 133'te Roma, 1308'de Türkmenlerin egemenliğine geçti.
Bütün bu süreç içinde hep kutsal toprak kabul edildi Birgi. Şehrin antik dönemdeki adı Dioshieron, yani Zeus'un Kutsal Yeri'ydi. Ortaçağ'da bu defa Hıristiyanlık açısından kutsal kabul edildi, adı da Christopolis, yani İsa'nın Şehri oldu. 5. yüzyılda önce piskoposluk, ardından başpiskoposluk merkezi oldu. Askeri açıdan da zaman zaman önem kazandığı, bir ara adının kale ya da burç anlamındaki Pyrgion olarak değişmesinden belliydi. Belde Türkler'in eline geçince ismi Birgi oldu.
Aydınoğlu Mehmet Bey, Birgi'yi 1308'de kurduğu Türkmen Beyliği'nin başkenti yaptı. Birgi, 1426'da kesin olarak Osmanlı'nın eline geçti. İşin ilginç yanı, bir Müslüman kenti olarak da Birgi'nin dini önemini korumasıydı. Ünlü İslam bilgini Birgivi Mehmet Efendi buralıydı. İmam Birgivi Medresesi, önemli bilim ve din merkezlerinden biri sayılıyordu.
Birgi, 1867'de Ödemiş'e bağlı bir kaza merkezi oldu. Türkiye'nin ilk belediyelerinden biri olan Birgi Belediyesi 1889'da kuruldu. 1919'da Yunan işgalini yaşayan kent, 1922'de kurtuldu, ancak ne yazık ki pek çok tarihi eser bu sırada çıkan yangında yok oldu.
Çakırağa Konağı, Birgi'nin en ünlü yapılarından biri. 1763 yılında Mustafa Şerif Çakırağa tarafından, ahşapları Venedik'ten getirilerek yapılan üç katlı bina, 18'inci yüzyıl Avrupa mimarisinin de izlerini taşıyor. Tavanlarında Küçük Menderes Havzası'nda yetişen 72 çeşit sebze ve meyve resimleri bulunuyor. Restore edilen bina, Kültür Bakanlığı'na bağlı bir müze haline getirildi.
1312'de Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Cami, çinilerle kaplı minaresiyle ilgi odağı. Cami çivi kullanılmayan ahşap işçiliğiyle de dikkat çekiyor.Başka güzel tarihi yapılar da var Birgi'de. İmam Birgivi Medresesi, 1762 yapımı Karaoğlu Camii, giriş kapısı Osmanlı oymacılık sanatının güzel örneklerinden olan Dervişağa Camii, Sarı Berber Mescidi, Güdük Minare, Mehmet Bey'in oğulları İsa, Hızır ve Umur Beylerle yattığı Aydınoğluları Türbesi bunlardan bazıları.
Birgi'nin ulu ağaçların süslediği caddeleri, tarihi evleri, dolaşmak ve fotoğraf çekmek için bire bir. Çınaraltı kahvehanelerinde oturup Birgililerle sohbet etmek, lezzetli adaçayını yudumlamak mümkün.
Turizm Bakanlığı tarafından inanç turizmi merkezlerinden biri olarak belirlenen beldeye gidenler, ulu servilerin gölgesinde, oğlu Birgivizade Mustafa Efendi ile yanyana yatan İslam bilgini Birgivi Mehmet Efendi'nin kabrini ziyaret edebilir. Burada namaz kılmak isteyenler için mescitler ve özel adak yerleri de bulunuyor. Belediyenin görevlendirdiği kasabın kestiği adağı burada pişirip dağıtmak mümkün. Kabristanın kutsallığına inanan pekçok kişi, çevredeki ağaçların dallarına kumaş parçaları bağlayıp taştan evler yaparak, ya da dallara beşik asarak dilek tutuyor. Ulu Cami'nin karşısındaki Sultan Şah Türbesi de ibadet için gelenlerin uğrak yerlerinden. (İnternetten alıntı)
Not: Yarın Pamukkale fotoları
Not: Yarın Pamukkale fotoları
Çok güzel bir yermiş, burnumuzun dibinde olan yere gitmiyor olmaktan esef duydum.
YanıtlaSilAynı şeyi düşünüyorum sevgili Vladimir. Dünyanın diğer ucundan gelen insanlar vardı üstelik
YanıtlaSilgörmediğim bir yerdi, senin gözünden gezdim güzel oldu can, ellerine sağlık ..
YanıtlaSilCanım yolun düşerse uğra mutlaka seversin sen.
YanıtlaSilPaylaşım için teşekkürler, emeğinize sağlık..
YanıtlaSilÖyle turlarken Birgi'yi görünce çok mutlu oldum. Bunlar da benim Birgi'den fotoğraflarım:
YanıtlaSilhttp://acemianneselcen.blogspot.com/2013/01/birgi-andac-evi.html
Merhaba çok güzel içerik çok faydalı ve güzel. Makalenizi beğendim. Sitenizin insanlara faydalı olduğunu düşünüyorum. Web sitenizin beklenen ilgiyi göreceği kanısındayım.
YanıtlaSilİyi çalışmalar.
web tasarım firma sitesi site satın al web tasarım online destek